Birleşmiş Milletler'in 149 ülke arasında yaptığı değerlendirmeyle belirlediği Dünya Mutluluk Raporu'nda ilk üç sırada Finlandiya, Danimarka ve İsviçre var. Geçen yıl 93. sırada olan Türkiye ise 104. sıraya geriledi. Rapora göre en mutsuz ülke de yine Afganistan oldu. Halkımız artık o kadar yoruldu ki mutsuzlukları yüzlerinden yansıyor.Kadına şiddet,Hayvana şiddet,çocuğa şiddet ne ararsanız var Dünya'da görülmeyen olaylar serisi ,sahte içkiden ölen yüzlerce insan var.Bu ülke de bu vakalar 19 yıldır başladı.Lebaleb dolu kongre salonları,Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi memleketinde Rize'den başlayarak ,Trabzon'dan tüm Karadeniz'e çok güzel örnek oldu.Ne oldu ,Karadeniz sayesinde bir rekora koşuyor .Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı verilere göre her 100 bin kişideki vaka sayısının en yüksek olduğu beş il, Karadeniz Bölgesi'nde yer alıyor.Yazık değil mi bu kadar Esnafa,Sanatkara,Sağlık Çalışanına, çocuklarımız okulun yolunu unuttu artık.Yazık olacak bu gelecek kuşağa, evde internetin başında çırpınıp duruyorlar..
İş isteyen,ekmek isteyen,Adalet ve Özgürlük isteyen….
Dert bir değil…
Bir huzursuzluk var ki sormayın gitsin…
Nasıl çözülür bilinmez ama sorunlar çözülmez ise,sokaklar feryatlardan geçilmez oldu.
Esnaf dertli,İşçi,memur,çiftçi,işsizler ordusu dertli..
Ama suni gündemler ile gün geçiriyoruz.
Bastığım her toprak parçasında ağıtlar yakılıyor
Hem de öyle yanık yakılıyor ki sanki yürekler kavruluyor
Dokunduğum her yürek parçasından haykırışlar fışkırıyor
Hem de öyle dipten ki sormayın gitsin
*
Şöyle bir kafamı kaldırıyorum gökyüzüne doğru
O uçsuz bucaksız felek virane olmuş ki sormayın gitsin
Bulutlar hep bir olmuş yas tutuyor sanki
O bembeyaz bulutlar olmuş simsiyah
Ve ansızın kapkara bir kar yağmaya başlıyor
İnceden inceden yüreğimizi üşütüyor ki sormayın gitsin
*
Ve sular altındaki Halfeti’nin öyle bir canı yanıyor ki
Kapadokya’nın yer altı şehirleri kedere bulanıyor
Ve Cumalıkızık’ın dar sokakları öyle bir of çekiyor ki
Tortum Şelalesi’nin gözyaşları sel oluyor
*
Ta uzaklarda tutsak bir turna gözüme çarpıyor
Uçamıyor, gezemiyor, sanki nefes alamıyor gibi
Derinden sessizce ağlıyor, belli ki canı yanıyor hepimiz gibi
Belli ki düşkün olmuş bizim eller gibi
*
Ellerimle toprağa ektiğim güllerin canı solmuş
Gözüm gibi baktığım kiraz ağacı hayata küsmüş
Terk etmiş herkes gibi o parlak güneş de bizi
Serde bir yas havası var ki sormayın gitsin
*
Ve hep bir olup feleğe çatıyoruz
Tan yeri ne zaman ağaracak diye
Bu tutsaklık ne zaman bitecek diye
Bu kara yas ne zaman sona erecek diye
Kurumuş bu yeşiller ne zaman cana gelecek diye
*
Gözünün feri gitmiş bu yürekler ne zaman özgürlüğe kavuşacak diye
Ve adalete susayan bu mühürlü dudaklar ne zaman konuşacak diye
*
Anlayacağınız kimle konuşsam, nereye baksam hep karşıma çıkıyor.
Sanki hep bir elden yeter artık diye isyan ediliyor
Sanki hep bir elden özgürlük, adalet